16 Aralık 2011 Cuma

hayallerimin top 10 u,100 ü,1000i




gelecek.

7 harften oluşan bu tek kelime bu kadar korkutucu ve belirsizken,aynı zamanda nasıl  bu kadar merakla ve heyecanla beklenen bir imaj yaratabilir ki insan beyninde?

bugünlerde bende garip bi gelecek telaşıdır ki aldı başını gidiyor.'acaba böyle mi olacak ' , 'şu da olur mu' , bunu başarabilcek miyim ' acaba,acaba,acaba,acaba... ki bunlar daha yüzeysel endişelerim.e hal böyle olunca,sorularım cevapsız kalınca,mitoz bölünmeyle çoğalan endişelerimin önünü alamaz hale geldikçe hırçınlaştım.hırçınlaştıkça yoruldum.yoruldukça kendimi uykuya verdim.uyumaktan keşkek gibi oldum( bu arada olsa da yesek lan).bunun yanında üzerine kitap yazılabilecek rüyalar da görmeye başladım.

yaklaşık 2 haftayı evrene trip atarak ve bi sonuç alamayarak geçirdim.rüyalarımı da analiz edemeyince bilinçaltıma bel bağlamaktan da vazgeçtim.iş başa düştü.koydum suyumu bardağa,aldım kahvemi yanıma,oturdum mermerden hallice koltuğuma son kez tüm korkularımı,endişelerimi önüme döktüm.kaynağına ulaşmak adına karıştırdım,eşindim,deşindim.en sonunda kaybolmayı başaramadan gördüm onu.nerde hata yaptığımı buldum.

ertelemek.evet,evet ertelemek.o pis sıçan yıllar boyunca yemiş durmuş beynimi de korkulara yer açmış meğersem.yıllardır yapmak istediğim ve yapamayıp belirsiz zamanlara ertelediğim ne varsa hepsinin zamanı geçmeye başlamış.bozulmuş,küflenmiş hepsi endişeye ve korkuya dönüşmüş.o pis endişe sıçanını da tam beynimin kendine inanç keseciğinde yakaladım.orayı da kemirmeye başlamış meğer.o zaman farkedebildim tüm bu endişeleri,korkuları.kendime inancımı da kaybetmeye başladığım anda.

eh! sorunumun kaynağını buldum şimdi sıra geldi bizim kımıl zararlısı sıçanımızın icabına bakmaya.sıçanlar üzerine yazılmış ne kadar kaynak varsa araştırdım,ne kadar araştırma varsa okudum amma velakiiin beyin sıçanlarına dair bir tek ibareye rastlamadım( evet tamam kandırdım araştırmadım ama beyin sıçanı yani uydurdum ben onu yoktur kesin kaynaklarda araştırsam da bulamazdım zaten) evet beyin sıçanı diyorduk.yok,yok,yok.nasıl başedileceğine dair hiçbir bilgi yok derkeeeeeennnn aklıma birden o sihirli sözcükler geliverdi.ben sıçana baktım sıçan bana baktı benim bakışlarımda' heehehe aha şimdu yedum senuuu' anlamı onunkilerdeyse derin bi boşluk vardı.ve ağzımdan o kelimelerin döküldüğünü duydum birden. CARPE DİEM!!! puffffff !beyin sıçanı birden ortadan kayboldu.ben de bu keyifle biraz soğumuş olan kahvemi yudumladım.SON.

bu kısa ve absürd hikayemizden çıkan ana fikir ise günü yakala,anı yaşa,fırsatları değerlendir,kendine inan,hayatı erteleme blaa blaa blaaa.

biliyorum yaşam koşullarında tüm hayallerini gerçekleştirmek gibi bi hayalin gerçek olması pek olası değil ama hayallerimizi bir değer sırasına koyarsak eğer en azından hepsi olmasa da kayda değer bir kısmının gerçek olmaması işten bile değil :)

sıçan metaforu için bkz:holly golighty/tiffany'de kahvaltı
carpe diem için bkz:John Keating / ölü ozanlar derneği   'ne teşekkürü bir borç bilirim.

2 yorum:

  1. Madem "Carpe Diem" deyip ve Profesör Mr. Keating'e selam çakıyoruz,ilginizi çekerse burdan buyrunuz:))

    http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/07/hayat-cevap-ver-bana-yasamn-anlam-nedir.html

    YanıtlaSil
  2. epey olmuştu izleyeli.güzel bi hatırlatma oldu:)teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil